KAZEM’IN TERSİNE MENTORLUK YOLCULUĞU

Her şey annemin bir programa başvurmam yönündeki tavsiyesiyle başladı. Annem bu programı Türkiye’deki Suriyeli gençler ve şirket yöneticileri arasında köprü kurmayı amaçlayan bir çevrimiçi haber sayfasında görmüş. İlk defa “tersine mentorluk” diye bir şey duyuyordum ve dürüst olmak gerekirse en başta benim için hiçbir şey ifade etmemişti. “Suriyeli mülteci bir öğrenci, Unilever kadar büyük bir şirkette çalışan bir yöneticiye ne tür bir mentorluk yapabilir” diye düşündüm. Yine de aklımdaki önyargıyı silmeye karar vererek normal şartlarda mentor olacak deneyimli birine mentorluk yapma fikrine kapıldım.

Ne yazık ki COVID-19 salgınından sebep tüm toplantılarımızı online yapmak zorunda kaldık. İlk toplantımızın başında aşırı heyecanlıydım. Ne söyleyeceğimi dahi bilmiyordum. Ama çok şükür sevgili mentim ortamı hemen yumuşattı. Bunun tek yönlüden ziyade çift yönlü bir mentorluk olacağının farkına vardım. Mülteci olmak, yeni bir yaşama ayak uydurmak, sorunları tespit etmek ve COVID-19 esnasındaki ve sonrasındaki dünyayla ilgili sorunları tartışmaya başladık. Sonraki toplantılarda bizi nelerin çalışmaya motive ettiğini, Unilever’in üstlendiği çevre ve sosyal sorumluluk projeleri, amaçlarımız ve hobilerimiz, mezuniyet sonrası hayat ve nanoteknoloji ile hızlı tüketim ürünleri (FMCG) sektöründeki potansiyel uygulamaları hakkında konuşmaya devam ettik. Çok uluslu bir şirkette görev yapan bir yönetici olarak çalışmakla ilgili önemli içgörüler kazanmama yardımcı olan zihin açıcı bir deneyim oldu. Aynı zamanda bana önemli yöneticiler ve kişilerle iletişim kurduğumda kendime güvenmem gerektiğini öğrenme fırsatını da verdi. Üstelik bazı görüşmelerimiz benim istihdam, kimlik ve yaşamdaki amaçlarla ilgili eski görüşlerimi de sorgulamama sebep oldu. Mentim Sn. Mustafa Seçkin’in bir başkan yardımcısı olarak yoğun programına rağmen toplantılarımıza zaman ayırmış olduğu için ve Embark ekibinin, pandeminin koyduğu kısıtlamalara rağmen toplantılarımızın gerçekleşmesine gösterdikleri itina ve çaba için teşekkür ederim.

Kazem Alhariri.